Radyo Üzerine Keyifli Bir Röportaj

1-) Radyoyla ilk temasınızı hatırlıyor musunuz? Zihninizdeki en eski anı hangisi?
Kanok Serim: En eski anım, kulağımı hoparlöre dayayıp tuttuğum takım Fenerbahçe’nin maçlarını dinlemek ve “Arkası Yarın” adlı günlük yayınlanan radyo tiyatrosu programını dinlemek idi.
2-) Türkiye’de radyo ve radyoculuk, sizde ne gibi çağırışımlar yapıyor? Aklınıza ilk kimin ismi geliyor mesela?
Kanok Serim: 90’lı yıllardan önceki radyoculuk ve 90 sonrası diye 2’ye ayırıyorum. İşitsel anlamda kişiler ve kültürlere kolay erişebilme imkanı sağlıyor. Orhan Ayhan, İzzet Öz ve Halit Kıvanç ilk aklıma gelen isimler.
3-) Bugün FM bandı radyo dinlemeye devam ediyor musunuz? Hangi frekanslar giriyor radarınıza?
Kanok Serim: Kesinlikle. Trt kanallarını takip ediyorum.
4-) Radyonun, radyoculuğun iyiden iyiye dijitale taşınması hakkında neler dersiniz? Artıları eksileri neler sizce?
Kanok Serim: ”Radyo” kavramının bizim jenerasyon üzerindeki etkisi, işlevi deforme oluyor gibi geliyor bana. Ruhunu yitiriyor gibi hissediyorum.
Bahsettiğim ilk radyom.

Yorumlar